DİSK Ege Bölge Temsilcisi Sarı: Asgari ücrete gelen zamlar lütuf değildir

TAKİP ET

Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2024'de geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında ilk iki toplantısını gerçekleştirdi. Asgari ücret belirlendikten sonra çıkacak rakamın, vatandaşın alım gücü üzerinde nasıl bir etki yaratacağına dair soruları yanıtlayan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, 'Kanun ve yasa enflasyon oranında zam yapın diyor. Bu çalışanlar ve asgari ücret alanlar için bir lütuf değildir' dedi.

Esra Açıkyıldız/İzmir Gündemi Türkiye’de yoksulluk sınırı her geçen gün artmaya devam ediyor. Türk-İş’in açıkladığı son verilere göre yoksulluk sınırı 45 bin (45.686,81 ) TL’ye yükseldi. Türk-İş’in 2023 Kasım ayında açıkladığı veriler ise şu şekilde; Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 14 bin TL… Gıda harcaması ile giyim, konut kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 45 bin TL’ye yükseldi. Ayrıca bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti de aylık 18 bin (18.239,8 ) TL olarak açıklandı. 2024 yılı için belirlenen asgari ücret tutarı, vatandaşın artan enflasyon ve ekonomik kriz karşısında ayakta kalabilmesini sağlayacak mı? DİSK Ege Bölge Temsilcisi sürece dair sorularımızı yanıtladı.

“VATANDAŞI İŞSİZLİK SOPASIYLA TERBİYE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR”

Hükümetin gelen zamları enflasyon artışına bağlamasının safsata olduğunu ifade eden, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “İşçiyi, emekçiyi ve halkı işsizlik sopası ile terbiye etmeye çalışıyorlar” dedi. Ayrıca asgari ücret yükseldiğinde enflasyonun artacağı hikayesi ile kimse bizi kandırmasın şeklinde açıklamalarda bulunan Sarı, “Asgari ücret gelince zamlar artmıyor. Hele ki ekonomik gidişat çok kötü olunca temel gıda ve tüketim maddelerinde ki gidişatı önlemeyen iktidar, enflasyonist ortamda zorunlu olarak fren yapamadığı için asgari ücrete gelen zammı, enflasyonun artışına bağlamakla ilgili bir safsata içerisinde işçi sınıfının, toplumun ve halkın gözünü korkutuyor. Aynı zamanda asgari ücret ne kadar artarsa iş çıkışı o kadar olur diye kapitalist sistem içerisinde işçi sınıfına bir sopa gösteriyorlar. Oysa üretim toplumu içerisinde işçiler emekçiler elini çektiğinde benim diyen en baba patron bile işsiz kalır. Doğal olarak bizi bir işsizlik sopasıyla terbiye etmeye çalışıyorlar. Asgari ücret yükseldiğinde enflasyonun artacağı hikayesi ile kimse bizi baskı altına alıp kandırmasın” dedi.

“İKİ ASGARİ ÜCRETİN OLDUĞU BİR ÜLKEDE HAKTAN, ADALETTEN BAHSEDİLEMEZ”

Diğer ülkelerde asgari ücretin tek bir ücret olarak hesaplandığını, Türkiye’de ise iki çeşit asgari ücret olduğuna dikkat çeken Sarı, “İki tane asgari ücretin uygulandığı bir ülkede, demokrasiden, haktan, adaletten bahsedilemez” ifadelerinde bulundu. Ardından şöyle devam etti, “Tüm dünyada asgari ücret tek ücret olarak, hesaplanır. Bu toplumun ve çalışanların yüzde 2’sini kapsar. Böyle bir durumda asgari ücret ortalama bir ücret haline gelmez. Ancak bizim toplumumuzda asgari ücret çalışanların toplamının yüzde 55’ini kapsar. Ayrıca birbirine yakın ücretlerle bu beslenir. Bu da derin yoksulluğu meydana getirir. Derin yoksulluğun meydana geldiği bir ülkede sosyal politikalar çöker, cinayetler, boşanmalar artar ve toplumun deformasyonuna neden olur. Biat toplumu oluşturulur. İktidar toplumu kendine biat eden, ihtiyaç duyan kesimler haline getirir ki iktidarı yürüsün. Ayrıca dünyanın her ülkesinde asgari ücret tek bir ücret olarak hesaplanır. Asgari ücret ne kadarsa emeklilerde belirlenen rakamın altında bir ücret almaz. Türkiye’de iki tane asgari ücret vardır. Birincisi 11 bin 400 TL olan asgari tutar ikincisi emekliler için belirlenmiş olan 7 bin 500 TL. Asgari ücret tektir ya da emekli maaşları asgari düzeye çekilmeli ya da bir tık üstüne çekilmelidir. İki tane asgari ücretin uygulandığı bir ülkede, demokrasiden, haktan, adaletten bahsedilemez.”

“HALK VE EMEKÇİ ENFLASYONUN ALTINDA EZDİRİLMEMELİ”

Sarı, Türkiye’de asgari ücrete zam yapmanın bir lütuf gibi algılanmasına tepki gösterdi. Bunun zaten kanun ve yasalarda zorunlu bir eylem olduğunu söyledi. Sarı, hükümetin enflasyon altında işçi ve halkı ezdirdiğini ifade ederek, “Kanun ve yasa enflasyon oranında zam yapın diyor. Bu çalışanlar ve asgari ücret alanlar için bir lütuf değildir. Kanun ve yasa diyor ki; enflasyonun altında işçiler ve emekçiler ezdirilmemeli, 6 aylık enflasyonlar işçilerin ve çalışanların maaşına göre hesaplanıp verilir.  Maalesef bu ülkemizde bir lütuf gibi algılanıyor. Bunun üzerinden emekçi ve çalışanı asgari ücret altında ezdirmedik diyorlar. Mesela 6 aylık enflasyon yüzde 40 çıktı, eğer siz milli gelirden gelen payı bunun üzerine koyup ya da tefe, tüfe ortalaması yapıp üzerine 20- 30 puan koyup bir iyileştirme yapılıyorsa o zaman şunu diyebiliriz; ‘İktidar toplumdaki, çalışanları, emekçileri enflasyonun altında ezdirmiyor’. İktidar bunu yapmadığı gibi asgari ücretin ya da enflasyon alan işçi, emekçi ve memurlara bir lütufmuş gibi zam yaptık diyorlar. Hayır, bu zaten yapılmalı ve kanunda var. Dolayısıyla bizim beklentimiz, asgari ücret toplantılarının ekonomi düzelene kadar yılda 1 defa değil 4 defa toplanmalıdır. Asgari ücretin tutarı herkesin insanca yaşayabileceği miktarda olmalıdır. Ayrıca ücret yoksulluk sınırını göz önünde bulundurarak belirlenmelidir“ şeklinde konuştu.